8 Aralık 2011 Perşembe

Konsantre Nar Salçası Üretimi İş Fikri

Nar Yetiştiriciliği İş Fikri, Nar Salçası Üretimi İş Fikri, Süper meyve konsantresi nar, konsantre nar salçası, Nar Salçası Üretmek, Nar Yetiştiriciliği, nar salçası iş fikirleri, nar salçası, nar suyu, nar ekşisi, nar pekmezi, Nar üretimi, nar yetiştirmek

NUR DEMÎROK

Son günlerde başta Japonya’da olmak üzere ‘nar salçası’ adı altında yeni bir ürün pazara sürüldü. Bu değişik lezzet nar tanelerinin mucize özütünü içeriyor!..

Nar ‘gurme salça’ için öncü olabilir!

SON yılların popüler bitkisi narı örnek vererek buluşsal yeniliklerin birine daha imza atacağımızı düşünüyorum. Bu konuda İsrail ve Hindistan şimdiden değişik bir pazar oluşturma gayreti içinde.

‘Süper meyve konsantresi’ gıda kodekslerinin çoğu
için yeni bir türev. Aynı zamanda farmakolojinin (eczacılık biliminin) sahasına da giriyor. Bu yeni akımın dünyadaki öncüsü ise bildiğimiz nar meyvesi.

‘Süper konsantre’nin üretimi oldukça basit. Önce düşük maliyetle nar meyvesine özgü bir meyve suyu ‘ekstraksiyon’ (sıkma) tesisi kuruluyor. Elde edilen nar suyu özel ‘konsantratör’lerde belli bir ‘brix’ derecesine kadar koyulaştırılıyor. (Brix, elde edilen sıvının içindeki katı madde yoğunluğunu gösteren bir oran.)

Bu proseste kaynatma ya da pastörizasyon gibi işlemler yok. Dahası bizde yaygın olarak üretilen ‘nar pekmezi’ ya da ‘nar ekşisi’ yöntem ve tadıyla da benzeşmiyor.

Bildiğimiz salça kıvamında yoğunluk kazanmasına rağmen taze meyveye özgü besin değerleri korunuyor. Hatta elde edilen içerik yoğunlaştırılmış zenginliği sayesinde her şeye katılan mucize bir lezzet haline geliyor.

Kısacası tipik bir ‘derişikleştirme’ işlemiyle klasik nar konsantresi birkaç kez daha yoğunlaştırılmış oluyor.

NAR GİDEREK ÖNEM KAZANIYOR

Nar üretimi son yıllarda ülkemizde büyük artış gösterdi. Yapılan analiz ve projeksiyonlara göre üretim 180 bin tonu aşmış vaziyette.

Nar yetiştiriciliğine ilgi yüksek. 2015 yılında üretim rakamlarının 350 bin tonu aşacağı öngörülüyor.

Narın meyve olarak ihracatı dünya pazarlarına tam anlamıyla girilemediğinden henüz tatmin edici değil. Toplam ihracat yıllar itibariyle en fazla 40 bin ton civarlarında. Bu rakam yan ürünlerle birlikte 60 ila 65 milyon TL’lik bir dış pazar hacmini ifade ediyor. Klasik anlamda nar suyu ve nar konsantresi ise henüz yeteri kadar pazar payı kazanabilmiş değil.

Türkiye için önemli olan hedef kitleye dönük yeni bir stratejiyle narı katma değeri yüksek hale getirmek. Bu işin ön koşulu ise dünya pazarlarında yeni türevler yaratmak.

Bu amaçla önce nar meyvesinin ve çeşitlerinin Anadolu ve Türkiye adıyla özdeşleşmesini sağlamak gerekiyor. İlk yapılacak iş, bu topraklarda yetişen nar cinslerinin özelliğini vurgulamak ve yeterli propagandayla öne geçmek.

İsrail ve İspanya bu stratejiyi mükemmel uyguluyor. Bu açıdan onların pazarlama tekniklerini derinlemesine incelemekte yarar var.

Katma değer yaratılması için ‘süper konsantre nar salçası’ üretimi çok önemli. Bu ürün hem doğal ilaç gibi kullanılıyor, hem de gurme mutfakların vazgeçilmezleri arasında yer alıyor.

KATMA DEĞERİ YÜKSEK NİŞ PAZARLAR

Katma değer yaratılması adına ilk uygulamalar taze meyvenin değişik bir sunumuyla başlatılmış. Nar tanelerinin kabuğundan ayrılıp boylandırılarak özel ambalajlara konması nara olan ilgiyi artırmış. Bu yöntemde ihracatçılar narı ‘tatlı’, ‘ekşi’, ‘yarı tatlı’ şeklinde kategorize etmişler. Böylece tüketiciler ürünü doğrudan tükettikleri gibi yemek ve tatlılarda hazır garnitür olarak kullanmışlar.

Nar salçası ise ayıklanmış nar tanelerinden elde edilen nar suyunun iyice kıvamlaştırılıp özel kavanozlara konmasıyla gerçekleşiyor. Yoğun madde yemeklere, salatalara, tatlılara karıştırılabiliyor, lezzeti yanında estetik görüntüsü ve fliioresan kırmızı rengiyle dikkatleri üzerine çekiyor.

‘Süper nar konsantresi‘nin ‘brix’ derecesine göre bir bölümü şişelere ve kavanozlara konurken, daha yoğun kıvamda olanları özel tüplere dolduruluyor.

Şimdi ilgi görenler arasında akışkan olmayan formdaki konsantreler var. Rengi ve sağlık özellikleri onları kozmetik endüstrisinde kullanma noktasına kadar getirmiş.

Nar tanelerinden elde edilen ‘süper konsantre’ istenirse tüketici tarafından inceltilerek çeşitli amaçlarla kullanılabiliyor. Örneğin kokteyl formüllerinin en prestijli çeşitlerini bu ürünle hazırlamak mümkün.

‘Süper konsantre’yle üretilmiş özel kuvvet şurupları, sağlık şarapları giderek yayılıyor. Keza kozmetikçilerin ürettiği cilt losyonları ve anti-aging solüsyonlar epey yaygınlaşmış durumda.

Asıl gelişmekte olan pazar ise küçük kavanozlarda ‘süper konsantre’nin doğal ilaç gibi kullanılması. Her sabah marmelat niyetine kızarmış ekmek üzerine sürülen bir miktar nar salçası güne zinde bir başlangıç yapmak için iyi bir adım.

Yoğun içerikte hiçbir katkı maddesi bulunmaması, doğrudan ısıl işlemden (kaynatma) geçirilmemiş olması onun hayat veren cazibesini artırıyor.

Nar salçasından Japonya’da şekerleme ve dondurma yapıldığını da ifade edelim.

Son trend ‘süper konsantre’nin süt ve sütlü mamullerin formülüne girerel onlara lezzet ve renk vermesi. Örneğin, Yunanistan’da bir firr ‘nar özütlü yoğurt’ üreterek ilginç bir tat yakalamış.

Kısacası özgün markalar oluşturarak narı ‘süper konsantre nar salçası’ tanımıyla dünyaya açmak mümkün. Yeter ki özgün ambalajlar içinde! konsantrenin üstünlükleri ve kullanım şekli iyi anlatılabilsin.

“Her zaman yaptığınızı yaparsanız yenilikten bahsetmeye hakkınız olmaz.”

Harika lezzeti bir tarafa, ‘süper konsantre nar salçası‘ marmelat gibi tüketildiğinde tam anlamıyla sağaltıcı bir besin takviyesine dönüşüyor. En önemli özelliği yoğunlaşmış içerikte bulunan elajik asit ve antioksidan polifenoller. Bir kaşık süper konsantreyle en az 10 adet nar meyvesinde bulunan vital elemanlar vücuda alınmış oluyor. Böylece serbest radikallerin oluşumunu engelleyen moleküller yoğun biçimde insanın yaşamsal gücünü yükseltiyor. Sağlığa yararları sayılamayacak kadar çok. Bugün nar meyvesinde bulunan bazı hayati bileşenlerin ’aterosklerozis plak’ olarak bilinen damar çeperindeki birikintileri azalttığı bilimsel olarak ispat edilmiş. Antioksidan gücü ise yeşil çay, E vitamini ve kırmızı şaraptan birkaç misli fazla. Nar suyunda bulunan fitoöstrojen karakterli diğer bileşikler ise menopoz sonrası sıkıntıları azaltıyor, tümör oluşmasını engelliyor. En son gelişme ise prostat kanserinde besin takviyesi olarak kullanılabilmesi.

Kaynaklar:
NUR DEMÎROK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder