14 Aralık 2011 Çarşamba

Süper Gelir, Süper İş Fikri

Yazımıza başlamadan iş arayanla girişimci arasındaki farkı iyi anlamamız gerekir. Eğer belli bir emek karşılığında önceden belirlenmiş bir bedel (maaş) için iş aranıyorsa, arayan kişiye iş arayan kişi denir. Eğer kişi hayatını şekillendirmek, daha iyi koşullarda yaşamak ya da hayalindeki isteklerine sahip olmak istiyor ve bunun için bir bedel ödemeye, zaman ve emek harcamaya vakit ayırıyorsa bu kişiye de girişimci adı verilebilir. Elbette burada verilen tanımlar sözlük tanımları değildir. Girişimci kimdir, şartları nedir öğrenmek isterseniz bunun için buradan diğer yazılarımı okumalısınız.

Şimdi bu yazımızda girişimci ruha sahip iş arayan
kişilere yönelik başlangıç iş fikirlerine yer vereceğiz. Birçok iş fikri sitesinde yurt dışı kaynaklardan alınan iş fikirleri tercüme edilerek, uygulanabilirlik aşamasına bakılmaksızın sunulmaktadır.  Fikrin uygulanabilir ve aynı coğrafya da denenmiş olması tercih sebebi olmalıdır.

Yaşantısı boyunca çeşitli girişimlere gönül vermiş bir arkadaşımın yanında ben de birçok girişimine severek destek verdim. Bunların arasında bazıları vardı ki içinde bulunduğumuz coğrafya için erken sayılan girişimlerdi ve bu yüzden de girişimler başarısız oldu. Örneklemek gerekirse Türkiye’nin ilk fırsat sitesi 2002 yılında arkadaşım tarafından açıldı. Teorikte çok başarılı olacağı düşünülen proje firmalardan gerekli ilgiyi ve internetin yaygın kullanılmaması sebepleriyle kısa süre sonra yayını bitirmek zorunda kaldı.

Girişimde önemli unsurlardan biri de yerelde iyi olabilmektir. Elinizde yeterli bilgi, maddi güç, lojistik destek yoksa tüm imkanlarınızı yerel bazda değerlendirmeniz projenizin başarıyı yakalamasını kolaylaştıracaktır. Kendi bölgesine hakim olmayan bir iş girişiminin ulusal bazda başarılı olması imkansızdır. Yanı sıra projenizi gören rakiplerin işi elinizden alması bile söz konusu olabilmektedir.

İş fikrimize başlamadan önce bir şey daha eklemek istiyorum. Emek vermeden kazanmanın bir yolu yoktur. Emeksiz kazanmanın yolunu bilen biri varsa severek kendisini dinleyebilirim.  Para kazanmak için mutlaka emek verilmelidir.

Şimdi gelelim iş fikrimize. Önerimiz, ilk bakışta büyük kentlerde yaşayanlara yönelik bir ş fikri gibi gözükse de her yerde yaşayanlara uygundur. Fazlaca sermaye ve yatırım istemeyen iş modelimiz bir tür acentelik işine benzemektedir. Acenteden tek farkı sadece bir ürün değil birkaç ürünün acenteliğini gerçekleştirmeye dayanır. Örnek ile açıklamak gerekirse; Ankara’da yaşayan bir girişimci İstanbul, Bursa vb illerdeki çeşitli sektörlerdeki üreticiler ile irtibata geçerek belli bir komisyon karşılığında ürünlerinin Ankara’da satılmasını organize edebilir. Burada dikkat edilecek husus ise acenteliğini alacağı işletmelerin ürünlerinin Ankara’da ya hiç satılmıyor olması ya da çok az bulunur olmasıdır. Bu girişimciye bir avantaj sağlar. Hangi sektörlerin acenteliğini alacağınıza kendiniz karar vereceksiniz. Düşünün sanayi bölgesinde geziyorsunuz. Cebinizdeki kartvizitlerden hangisi uygun ise o kartvizitle o firmaya girip ürününüzü pazarlayabilirsiniz.

Bir yandan esnek çalışma saatlerine sahip olurken, diğer yandan da farklı sektörlerde engin bir deneyime sahip olabilirsiniz. İşin detaylarına çok fazla girmek istemiyorum. Bunun sebebi de biraz da sizin düşünmenizi sağlamaktır. Ancak şunu belirtebilirim ki, bu sistem tarafımca denenmiş olup beni zamanla ulusal bir holdingte iyi konumda iş sahibi olmamı sağlamıştır. (maddi kazancı belirtmeme gerek yok sanırım).

Başka bir yazıda görüşmek üzere....

Kaynaklar:
Osman H. ARSLAN


       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder